GİRESUNÎ

Yolumuz insanca/ şan ile san’ca Düşünüp şeytanca/ atmayın kanca Gül açsın kalp anca/ o kararınca Bir dostun bağınca/ dal olmak lazım Günü güne atıp/ geceye katıp Gece sabah edip/ akşama yatıp Bülbül güle hatip/ bülbülce edip Aşk çalıp söyletip/ hâl olmak lazım Giresunî yazar/ sözleri dizer Seyyah olur gezer/ alemi süzer Bir damlada yüzer/ inciler pazar Eyleyip de nazar/ sal olmak lazım

Ne bir koltuk/ ne sandalye Ne saray ne /köşkünde ol Oturup da/ kalkmayanlar Yalnız Allah/ aşkında ol Para tatlı/ kümbet höyük Doldurmuyor/ koltuk büyük Kimisi de/ millete yük Taşınmaza/ şaşkında ol Çoğaldılar/ kurumlarda Ense kalın/ durumlarda İs yağıyor/ kurumlarda Duman baca/ pöşkünde ol Sanmayın hiç tarih ölür Doğru bir gün hakkın alır Giresunî akar olur Aksu gibi taşkında ol

Bir dünya değişti dünya Nereden nereye geldik Derdiyle boğustu dünya Ne aradık neyi bulduk Sözlerim kilitli sanduk Şifreleri kırık dökük Her yerde hep bir muamma Cevapsız cevaplar dolduk Neden bu hal niçin sorsak Kim biliyor hayra yorsak Giresunî eğer dersek Bizler ettik bizler bulduk

Kır çiçeklerine kıyamaz insan Nasıl da kıydılar kesip attılar Koklamaya dahi doyamaz insan Nasıl da kıydılar kesip baktılar Nar çiçekleriydi bire bin veren Anne bacı kardeş hepsi gül veren Sevgiyi besleyip sevgiyi seren Nasıl da kıydılar kesip ittiler Evladı doğuran ananın can'ı Canını besleyen damlası kanı Yaşamın hayata tutunan yanı Nasıl da kıydılar kesip üt'tüler Anladım değişir insan halleri Ruhu nefisi ve iman telleri Ateşe uzanır ateş elleri Nasıl da kıydılar kesip yaktılar İbret ya hû ibret hep görünürken Yürümez şeytanlar hep sürünürken Giresunî vicdan hep aranırken Nasıl da kıydılar kesip sattılar

Yeni gün yeni bir ışık demektir Yepyeni hayat yepyeni ömürdür Yeni gün cana dolaşık demektir Aşk ile yaşayıp tertemiz sürdür Şükür et yani her güne her sabah Bunun türkçesi de şu teşekkürdür Nedamet son sonu olmasın eyvah Gün de nimetlerden bir nimet türdür Senin için kurulmuş düzeni gör Sana ömrü yazıp da çizeni gör Seni sevip daima süzeni gör Giresunî tebessüm de şükürdür

Kapı arkasına saklanmış herkes İkibin yirmi bir kapı çalıyor Sanki günahından p/aklanmış herkes Görsen iyi dilek hapı alıyor Ganimet ne yanda soran sorana Mal pay ediyorlar kıran kırana Çalan çalana hep vuran vurana Ses geliyor sanki davul çalıyor Sağır sultan duymaz duyar mı sandın İnsanlık ölmüşken ayar mı sandın İkibin yirmibir koyar mı sandın İkibin yirmi den mahşer geliyor Garipliktir hepten garibin yolu Fakirhanesinde kapının kolu Boynu bükük durur suskundur dili Gönlünde ne varsa Hakk' a salıyor Aza kanaat eder çoğu neylesin Yediği bir lokma ağu neylesin Giresunî çile çağı neylesin Güzel günler gelsin bunu diliyor